Haber

Fatih Erbakan: “Türkiye’de seçimden önce olduğu gibi bugün de halkın yüzde 45’i aç, yüzde 80’i yoksulluk içinde”

Refah Partisi Yine Genel Lideri Fatih Erbakan, “Türk-İş’e göre Ankara’da yaşayan 4 kişilik bir ailenin temel beslenme ihtiyacını karşılamak için ayda 12 bin 198 liraya ihtiyacı var. Ankara’da yaşayan 4 kişilik bir ailenin yine gıdaya ihtiyacı var. giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık vb. ihtiyaçlarını kimseye bağımlı kalmadan karşılayabilmek için 39 bin 733 liraya ihtiyacı var. oyDaha önce olduğu gibi bugün de nüfusun yüzde 45’i aç, yüzde 80’i yoksul. Türkiye‘içeride’ dedi.

Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin genel merkezinde Ağustos Ayı Olağan İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Ekonomiden yerel seçimlere kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulunan Erbakan, özetle şunları söyledi:

31 MART 2024 YEREL YÖNETİM SEÇİMLERİNE İZİMİZİ VURACAĞIZ”

“14 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi 31 Mart 2024 yerel yönetim seçimlerine de damgamızı vurarak milletimizi özlemini duyduğu Milli Vizyon belediyecilikle buluşturacağız. Bundan sonra da emin adımlarla ilerleyeceğiz. 2028 ve 2028’deki genel seçimlere doğru. TürkiyeTürkiye’yi Milli Görüş hükümetine kavuşturacağız.

Hepimizin bildiği gibi bugün milletimizin gündemindedir. ekonomi Geçim sıkıntısı var, enflasyon ve gelir eşitsizliği her geçen gün artıyor. Hükümet, 1 Aralık 2021’de açıklanan ekonomi modelinden fiili ve resmi olarak vazgeçti. Mehmet Şimşek’in Maliye Bakanı olarak atanmasıyla ‘faiz sebebi, enflasyon sonucu’ politikasından vazgeçildi. Sayın Şimşek’in bizzat eleştirdiği ‘yeni’ Ekonomi ‘Model’le politika faizi yüzde 8,5’e indirilirken, döviz fiyatlarında rekor artışlar sağlandı. 21 aylık dönemde beklenenin aksine; Bütçe açığı, dış ticaret açığı ve cari açık önemli oranda arttı ancak istihdamda beklenen artış sağlanamadı. ‘Enflasyonun nedeni faizdir, sonucudur’ teorisinin doğru olmadığı ortaya çıktı. Faiz oranlarındaki düşüşe rağmen enflasyon yükselişini sürdürdü. Düşük faiz dövizi patlattı, döviz patlaması da Türkiye gibi ithalata bağımlı bir ekonomide enflasyonun artmasına neden oldu.

VATANDAŞIN EN BÜYÜK SORUNUNUN CANLI GÖSTERİ OLDUĞUNU BU RAKAMLARDAN ANLIYORUZ.

Haziran 2023’ün prestijiyle hükümetin düşük faiz, yüksek kur ve rekor cari açıkla sonuçlanan ‘Yeni Ekonomi Modeli’ yerine ‘yüksek faiz’ politikalarına döndüğünü görüyoruz. Haziran 2023’te yüzde 8,5 olan politika faizi, 2 ay içerisinde üç kez artırılarak Ağustos 2023 itibarıyla yüzde 25’e çıkarıldı. Politika faizinin yüzde 40’a kadar artırılabileceği öngörülüyor. Böylece şu anda en düşük yüzde 42 seviyesinde olan kredi maliyetleri önümüzdeki aylarda yüzde 70’lere kadar artacak. Bu kredi maliyetlerinin üretim ve yatırım odaklı girişimcilerimiz için karşılanabilir olmadığı açıktır. Nitekim bu kredi faiz maliyetlerinin işlerin fiyatına eklenerek son kullanıcıya yansıtılacağı gerçeğiyle birlikte önümüzdeki aylarda işlerin fiyatlarında ciddi artışların olması muhtemel. Yeni ekonomik modelin getirdiği yüksek kur ve bunun sonucunda ortaya çıkan yüksek enflasyon yükü, ÖTV, KDV gibi birçok vergideki artışların yanı sıra yüksek kredi maliyetlerinin vatandaşa yansıyacağı günlerin geldiğini görüyoruz. MTV. Bu faiz artışlarıyla; Tasarrufların üretime ve yatırıma aktarılması yerine vatandaşların ve üreticilerin bunları bankalara yatırmaya yönelik davranışları konuşulacak. Bankaların yeni kar rekorları kırması söz konusu olacak.

BUGÜN TÜRKİYE’DE YOKSULLUK SINIRI 40 BİN LİRA KABUL EDİLDİ”

Bugün Türkiye’de yoksulluğun sonu 40 bin liraya ulaştı. Yeni hesaplamalarla asgari ücret yine açlık sınırının altında. Bu gerçeklerden dolayı vatandaşların en büyük sorununun geçim sıkıntısı olduğu açıktır. Türk-İş’in yaptığı araştırma, yoksulluk sınırının ağustos ayında 39 bin 733 liraya yükseldiğini gösteriyor. Açlığın son rakamının 12 bin 198 liraya çıktığı ortaya çıkıyor. Tüm bu gerçekler, asgari ücret artışının milletin eline geçmeden sona erdiğini ve milyonlarca asgari ücretlinin ne yazık ki yeniden açlığa mahkûm olduğunu ortaya koyuyor. Türk-İş’in haberine göre Ankara’da yaşayan 4 kişilik bir ailenin temel gıda ihtiyacını karşılamak için aylık 12 bin 198 liraya ihtiyacı var. Yine Ankara’da yaşayan 4 kişilik bir ailenin giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık vb. masraflarını karşılaması gerekiyor. İhtiyaçlarını kimseye bağımlı kalmadan karşılayabilmesi için 39 bin 733 liraya ihtiyacı var. Bu hesaba göre Türkiye’de halkın yüzde 45’i aç, yüzde 80’i ise tıpkı seçim öncesinde olduğu gibi yoksul. Tek bir çalışanın aylık yaşam maliyeti 15 bin 813 lira oldu. Değil 4 kişilik bir aileyi, tek bir kişinin kimseye ihtiyaç duymadan yaşayabilmesi için gereken para ayda 16 bin liraya ulaştı.

MİLYONLARCA EMEKLİ İNSANIMIZ VAR”

Refah Partisi genel merkezine, il ve ilçe başkanlıklarına gelen pek çok emekli kardeşimiz, geçim sıkıntısı nedeniyle nefes alamadıklarını belirterek, kendilerine çok büyük haksızlık ve haksızlıkların yapıldığını hatırlatıyor. Bugün bir kilo peynirin 300 lira olduğu ülkede, bir ayını 7 bin 500 lirayla geçirmek zorunda kalan milyonlarca perişan emeklimiz var. İntibak düzenlemesinin yapılmamasından dolayı emeklilerimiz büyük mağduriyet yaşıyor.

ÜLKEMİZİN BİR AN ÖNCE UYUŞTURUCU HASTALIĞDAN TEMİZLENMESİ GEREKİYOR”

Ülkemizde nesillerimizi ve ailelerimizi tehdit eden bir unsur olarak uyuşturucunun satışında ve kullanımında artış görüyoruz. Uyuşturucu ticaretinde başta PKK olmak üzere yasa dışı örgütlerin yıllardır ‘geçiş ülkesi’ olan Türkiye’nin artık aynı zamanda bir ‘piyasa ülkesi’ haline geldiği de görülüyor. İstanbul’un uyuşturucu ticaretinde metamfetamin kullanımında Avrupa’da ilk 10 şehir arasında yer aldığı istatistiklere de yansıyor. Gençlerimiz arasında değil, artık çocuklarımız arasında hızla yayılan uyuşturucu kullanımı ne yazık ki çocukluk çağında ölümlere yol açmaktadır. EGM Narkotik Hatalarla Mücadele Dairesi Başkanlığı verilerine göre ülkemizde 2017 yılından bu yana 3 bine yakın uyuşturucu bağlantılı ölüm meydana geldi. Ülkemizin çocuklarımızın hayatını zorlaştıran uyuşturucu hastalığından bir an önce temizlenmesi gerekiyor. ve aileler yaşanamaz hale geliyor, aileleri yok ediyor, çocuklarımızın ailelerine şiddet uygulamasına neden oluyor, çocuklarımızın insan ticaretine konu olmasına neden oluyor.

Kaynak: ANKA / Günümüz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu