Ümit Özdağ: “Üçüncü Yol Olduk. Sinan Oğan Aday Olmasaydı Erdoğan Bunu Birinci Turda Kazanacaktı”
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Ne HDP ne de HÜDA PAR diyen büyük bir seçmen kitlesi var. Biz olmasak bu seçmen kitlesi sandığa gitmezdi… Aslında oyları bölmedik. Aldık. Her iki ana ittifaktan da oylar. Ayrıca hiç oy kullanmamış gençlerden de. “Büyük oylar aldık. Bu demokrasi değil mi” dedi. Özdağ, “Üçüncü yol olduk. Sinan Ogan aday olmasaydı Erdoğan ilk turda kazanırdı.”
Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, bugün KRT TV’de Studio Ankara programında Elif Doğan Şentürk, Yıldız Yazıcıoğlu ve Zeynep Gürcanlı’nın sorularını yanıtladı.
“GÖRÜŞME İLE İLGİLİ BİLGİ PAYLAŞMAK DOĞRU DEĞİL”
Ümit Özdağ, Millet İttifakı Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile, Çet İttifakı Başkan Adayı Sinan Oğan’ın Cumhur İttifakı Başkan Adayı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesini şu şekilde değerlendirdi:
“ Görüşme ile ilgili bilgi paylaşmam doğru olmaz. Ama Zafer Partisi’nin Çet İttifakı’nın ortaya koyduğu belli temel ilkeler var, uçak var. Bu politik yaklaşımdan kaynaklanan sorularımız vardı. Bu soruların neredeyse tamamını Sayın Kılıçdaroğlu’na sorduk. O da cevap verdi. Türk siyasetinin genel bir değerlendirmesini yaptık. Önce delegasyon olarak bir araya geldik, ardından Sayın Genel Başkan ile birebir değerlendirme yapma fırsatı bulduk ve sonucunda tespitlerini bugün meclisteki arkadaşlarım ve genel başkan yardımcısı ile paylaştım. Yarın genel yönetim kurulundaki arkadaşlarımla paylaşacağım ve genel yönetim kurulu dışında partimizin kurucu kurulundaki bazı arkadaşlarımızla görüşeceğim. Bu arada Sinan Bey ile de bu programdan çıktıktan sonra görüşeceğiz. Erdoğan’la da İstanbul’da görüşmüş, bildiğiniz kadarıyla sizin dediğiniz gibi. Her zaman iletişim halindeyiz. Yani gelişmelere ve ulaştığımız sonuçlara ilişkin toplantılarla ilgili verileri birbirimizle hızlı bir şekilde paylaşıyoruz.
“ANKARA AKŞAMINDA YÜZ YÜZE DAHA KAPSAMLI BİR DEĞERLENDİRME YAPACAĞIZ”
Sosyal medyaya bakıyorum hiç aklıma gelmeyen şeyler bana atfediliyor. Sinan Bey’e nispet edilir. Özetle bizim yapmadığımız sözler başkaları tarafından söylenmektedir. Bilgi kirliliği olmaması ve birbirimizi yanlış anlamamamız için bilgileri azami açıklık ve hız ile paylaşıyoruz. Mesela bugün toplantı yapılmadan hemen önce Sinan Bey beni aradı ve dedi ki; Bir davet geldi ve onunla görüşeceğim. Biraz önce toplantı bittikten sonra telefonla görüştük. Akşam Ankara’da yüz yüze daha kapsamlı bir değerlendirme yapacağız.
“İKİ ANA İTTİFAKTAN OY ALDIK. HİÇ OY KULLANMAYAN GENÇLERDEN BÜYÜK OYLAR ALDIK. BU DEMOKRASİ DEĞİL Mİ?”
Biz bu yola çıkarken şunu ortaya çıkardık. Türkiye’nin bir değişim yaşaması gerekiyor. Temel bir değişiklik olmalı. ‘Ne olursa olsun Erdoğan git’ ile olmaz. Bu saray rejimi değişsin ama hatasız değişsin, bir hakikat halinde değişsin. Geride kalan enkaz ve molozları kaldıracak bir anlayış, ekip olması gerektiği düşüncesiyle yola çıktık. İkincisi, HDP Yeşil Sol geleneğin hep vurguladığı; her şey bizden sorulacak, kararlı olacağız. Cumhuriyetin 100. yılında, bir Türk milliyetçisi olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerini reddeden, Atatürk’ü reddeden, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti yıkmayı amaçlayan bir siyaset anlayışının Türk siyasetine egemen olmasını hazmedemedim. . Onu sindiremeyen milyonlarca insan olduğunu biliyordum. Hayır, cumhuriyeti devirmek isteyen irade değildir; Ata İttifakını kurarken, cumhuriyetin kuruluş felsefesini temsil eden bir cumhuriyetin yüzüncü yılında sonucu belirlemek için yola çıktık. Bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyorum ve aslında istenilen de bu değildi. Öte yandan iki ittifak oluştu; biri HÜDA PAR ile işbirliği yaptı, diğeri HDP ile işbirliği yaptı. Türkiye’de böyle bir noktada ne HDP ne de HÜDA PAR olduğumuzu söyleyen geniş bir seçmen kitlesi var. Biz olmasak bu seçmen sandık başına gitmezdi. Bu seçmen kitlesi ne Kemal Bey’e ne de Erdoğan’a oy verirdi. Yani bu seçim öncesi söylenen bir cümleydi; Oyları bölüşmüyoruz. Biz de dedik ki; Oyları bölelim, vatan bölünmesin. Doğru anladık, aslında oyları bölmedik. Her iki ana ittifaktan da oy aldık. Hiç oy vermeyen gençlerden de büyük oylar aldık. Bu demokrasi değil mi? Söyleyeceksin; Türkiye’de antidemokratik bir yönetim var ve antidemokratik bir yönetimden demokrasiye geçişte tek parti ya da bir seçenek olsun. Ona oy verdin… Böyle bir şey olmaz. Gerçekten demokrasiyi savunuyorsanız, onu kabul edeceksiniz.
“SİNAN OĞAN ADAY OLMAZSA ERDOĞAN İLK TURDA KAZANACAKTIR”
Özetle; Siz bir demokratsınız ve Türk milletini iki seçeneğin arasına sıkıştıramazsınız. Bu anlamda üçüncü bir yol olduk. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Çet İttifakı olmasaydı, Sinan Ogan aday olmasaydı Erdoğan birinci sınıfta kazanırdı.”
“GERÇEKTEN TÜM VATANDAŞLARIN VE TÜM SİYASİLERİN ANAYASA’NIN TEMEL TEMELLERİNE SAVUNMASI GEREKTİĞİNİ KABUL EDERİZ”
Ogan’ın Erdoğan’la görüşmesinin ardından Özdağ, “Özdağ ile Oğan arasında anlaşmazlık mı var?” algısına ilişkin iddialara şu yanıtı verdi:
“Hayır. Pazarlık bu” ifadesini kullandılar. Neyi görüştük? Birincisi HDP’ye ne verdiniz, HÜDA PAR’a ne verdiniz? Bunu taraflara soruyoruz. Bunları kabul etmiyoruz. İki , bizim için anayasanın ilk 4 maddesi değişmez.Anayasanın 66. maddesinin değişmeyeceğini kabul ediyoruz.FETÖ ile PKK ile uğraşılacak, PKK ile uğraşılacak, sığınmacılar yerlerine gönderilecek. Vatan bizim için vazgeçilmezdir Türkiye’nin en büyük güvenlik tehdidi Aslında biz tüm vatandaşların ve tüm siyasetçilerin anayasanın temellerini savunması gerektiğini savunuyoruz.
“SORUMLULUK ALIYORUZ? EVET SORUMLULUK ALIYORUZ”
Ata İttifakı; Özdağ, Cumhur Millet İttifakı ile yaptığı görüşmelerde bakanlık ve cumhurbaşkanı yardımcılığını istediği iddialarına şu yanıtı verdi:
“Hayır, buna bir cevabım yok. Biz ilkelerimizi ortaya koyduk ve başından beri siyaset bu ilkeler çerçevesinde yürütülüyor. Sorumluluk alıyor muyuz? Evet sorumluluk alıyoruz. Buna da hazırız. Sorun bizim önerdiğimiz politikaların benimsenmesi.”
“CUMHURİYETİMİZİN KURUM ELEMANLARINI KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Ata İttifakı ve diğer ittifakların siyasette uzlaşmaması durumunda ne olacağı sorusuna Özdağ, şöyle yanıt verdi:
“İkisini de desteklemiyoruz. Seçmenimize neden desteklemediğimizi söylüyoruz. Bunu sadece kendi seçmenimize değil, beyanname ile tüm seçmenlere açık bir şekilde beyan ediyoruz. Ayrıca kriz var. Bu krizin aşılmasına yardımcı olmaya çalışıyoruz, biz de bu krizin aşılmasına yardımcı olmaya çalışıyoruz” dedi. “Cumhuriyetimizin kurucu unsurlarına sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bunun dışında makam ve mevki ile alakası yoktur.”
“VERİMLİ BİR TOPLANTI OLDU”
Özdağ, Kılıçdaroğlu ile bugün yaptığı görüşmeye ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Verimli bir görüşme oldu. Bu görüşmenin sonuçlarını partinin yetkili kurullarıyla da değerlendiriyoruz, Sinan Oğan’la görüşme çerçevesinde başka değerlendirmeler de yapacağız. Türkiye için doğru olanı yapacağız. Bakın, bazı taleplerimiz var bunlar cumhuriyetin temelleri ve ilgili talepler ikincisi terörle mücadele yani cumhuriyetin varlığının korunması üçüncüsü bu jeopolitik yapının mülteci dönüşleri ile değişiminin durdurulması ve artan talepler Ekonomik refah iç içe, yani 13 milyon mültecinin yaşadığı bir ülkede ekonomiyi düzene sokamazsınız.”
“SILGINCI SORUNUMUZ YOKSA SİYASETE TAŞINMAZDI”
Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mülteci sorunu biz olmasaydık siyasete bulaşmazdık ve Türk milleti gitmek zorunda kaldığında sözcüsü biz olmazdık. Bugün Türk siyasetinde konuşulacak konu mültecilerin dönüşü değildi. Nasıl entegre olacaklar.Çünkü 2018-2023 entegrasyon planı İçişleri Bakanlığı tarafından yürürlüğe konmuştu.Açıkladığı raporda “Göç ve entegrasyon bakanlığını kuracağız, kalacağız ve bütünleştireceğiz” dedi.
“POLİTİKA SÖZ KONUSU DEĞİL, PROTOKOLLER ÜZERİNDEN İŞLER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ata İttifakı’na tatmin edici sözler verse de ne kadar inandırıcı olacağı sorusuna Özdağ, şöyle yanıt verdi:
“Siyaset sözle olmaz. Protokollerle olur. Tokalaşmayla değil yazıyla olur. Kağıda yazarsın sonra yaparsın. Biz de öyle yaparız. O noktaya gelirsek. Bunu Millet İttifakı için söylüyorum, Cumhur İttifakı için de söylüyorum. İlkelerimiz mültecilerin geri dönüşü. Bu bizim terk edilmemizdir.”
